Polkalar, Valsler ve Pastoral Düşler

Dünya güneşin etrafındaki turunu tamamlarken bizler de bir kez daha 365 günlük serüvenimizi ve müzikal yılımızı başlatmak üzere batonlarımızı havaya kaldırdık. 2023’ün getireceği yeniliklere kollarımızı ardına dek açarken ritüellerimizden de vazgeçmedik. Yılın ilk günlerine İş Sanat’ın gelenekselleşmiş yeni yıl konseriyle, Viyana polkalarından valslere, İngiliz bestecilerin İngiltere’nin doğasından ve halk şarkılarından esinlendiği eserlerine uzanarak “hoş geldin” dedik.

3 Ocak Salı gecesi, Atatürk Kültür Merkezi Opera Salonu’nda gerçekleşen Yeni Yıl Konseri ile İş Sanat sezonunun ikinci yarısına görkemli bir başlangıç yaptı. AKM’nin ışıl ışıl spiral merdiveninin önünden geçip dev kırmızı küresinin içindeki koltuklarımızda yerlerimizi aldığımızda bizi dünyanın en köklü orkestralarından İngiliz Oda Orkestrası ile geçireceğimiz dakikalar bekliyordu. 1948’de kurulduğu günden bu yana klasik müziğin en önemli solistleri ve şefleri ile birlikte performans sergilemiş olan İngiliz Oda Orkestrası, 400’den fazla bestecinin 1500’den fazla eserine ait 860 kaydı ile dünyanın en çok kayda sahip orkestrası olarak kabul ediliyor. Daniel Barenboim, Murray Perahia, Mitsuko Uchida ile Mozart’ın tüm piyano konçertolarını yorumladıkları başarılı kayıtlarda, Maxim Vengerov, Itzhak Perlman, Hilary Hahn gibi virtüözlerle dünyanın dört bir yanında verdikleri konserlerde, Pride & Prejudice ve James Bond serisinin bazı filmlerinin orijinal müziklerinin icralarında imzaları var. Tarihe tanıklık etmiş bu orkestra, 3 Ocak gecesi lider Stephanie Gonley şefliğinde hem Viyana klasikleri hem de İngiltere’nin önde gelen bestecilerinin imzasını taşıyan eserlerle dolu bir programla karşımızdaydı. Konser başında orkestranın 1997’den beri liderliğini sürdüren Stephanie Gonley’nin yaptığı konuşmada, Viyana’nın görkemli balo salonlarının polka ve valslerinden İngiltere’nin doğasından ve halk şarkılarından ilhamla bestelenmiş eserlere uzanacağımızı söylediğinde, alışılmışın dışında bir yeni yıl konserine tanık olmak üzere arkamıza yaslandık. Konseri başlatan Die Fledermaus Overture – Yarasa Opereti Uvertürü’nün ardından ilk bölümde Emperor Waltz, Pizzicato Polka, Tritsch-Tratsch Polka ve Voices of Spring gibi Johann Strauss II eserlerininin yanı sıra, gecenin romantizm dozunu adeta tek başına üstlenen Edward Elgar eseri Salut d’Amour ve baharın kıpırtılarını şimdiden hissetmeye başlamamızı sağlayan, Frederick Delius imzalı On Hearing the First Cuckoo in Spring’i dinledik. İkinci bölümde ise İngiltere’nin önde gelen bestecilerinden ve arkadaşlıkları ömür boyu süren Gustav Holst ile Ralph Vaughan Williams’ın eserleri Viyana klasiklerine eşlik ediyordu. Viyana ekolü ile aynı dönemde, farklı bir yöne giderek İngiliz halk şarkılarının izini süren Gustav Holst ve Ralph Vaughan Williams’ın eserleri bizi neşeli polkalar ve valslerin arasında İngiltere’nin doğasında soluklandığımız pastoral yolculuklara çıkardı. Holst’un St. Paul’s Suite ve Brook Green Suite eserleriyle birlikte bu sene doğumunun 150. yıldönümü kutlanan Ralph Vaughan Williams’ın Fantasia on Greensleeves eserini, İngiltere’nin müziğini en iyi icra eden orkestralardan birinden dinlemenin ayrıcalığını yaşadık. Strauss’un Thunder & Lightning Polka’sının heyecanı ile kalbimiz kıpır kıpır oldu, Perpetuum Mobile, On the Beautiful Blue Danube Waltz ve Radetzky March ile yeni yılın ritmine ayak uydurmaya artık hazırdık. Biletleri aylar öncesinden tükenen konserde müzik kadar dansın da büyüsü vardı. Alexandra Worrall tarafından eserlere özel kurgulanmış koreografi, Viyana Filarmoni’nin görkemli evi Musikverein’ın atmosferini andıran kostümler ve sahnenin şıklığı, dansçılar Richard Bermange, Daisy Bishop, Oliver Freeston ve Madeleine Smith’in başarılı performansları geceye renk ve bol miktarda peri tozu kattı. Şimdi 25 Ocak Jaga Jazzist ve ardından 8 Şubat Tallinn Oda Orkestrası konserleri için geri sayım zamanı. Ve yılın ilk blog yazısında ne dilersek öyle başlar, öyle gider: Herkes için unutulmaz anlarla dolu bir müzik yılı olsun.

polkalar-valsler-02-scaled